Bu girişim, bu eşitsizliği çevreleyen acil sorularla yüzleşmeyi amaçlıyor: Neden kadınların yazdığı eserler daha az sıklıkla çevriliyor ve kadın edebiyatının çevirisi neden bu kadar zorunlu?
Bu çabanın temelinde, çeviri edebiyatta kadın yazarların marjinalleşmesine ve tanınmamasına yol açan hakim varsayımları, anlatıları ve önyargıları sorgulamak ve ortadan kaldırmak için temel bir ihtiyaç yatıyor. Farklı kültürlerdeki kadın yazar ve çevirmenlerin edebbiyata katkılarına ve bakış açılarına dikkat çeken “Çeviride Kadınlar” ayı, çeviri alanında kadınların karşılaştığı engellere, zorluklara ve önyargılara dikkat çekmeyi ve aynı zamanda onların öykülerinin çeviri alanındaki derin etkisini ve önemini kutlamayı amaçlıyor.
Konu hem kadın yazarları hem de çevirmenleri içeriyor. Tarihte kadın çevirmenlerin adı genellikle geçmiyordu ve bugün bile erkeklere daha fazla çeviri ödülü veriliyor. Örneğin Helen ve Kurt Wolff Çevirmenlik Ödülü’nü 27 yıl içerisinde yalnızca 11 kadın çevirmen alabildi ve yalnızca 4 kadın yazar kazandı. Çeviri alanında kadınların sayısının artmasına rağmen bu eşitsizlikler devam ediyor. 2023’te kadınların yarattığı edebiyatın değer taşıdığı açık, ancak çeviri sektörü hâlâ cinsiyet dengesizlikleriyle boğuşuyor, bu da kadın yazarların ve çevirmenlerin seslerinin yükseltilmesine yönelik çabaların sürdürülmesini gerektiriyor.
Yazının tamamı için
tıklayınız.