Gabriel García Márquez'in
Kolera Günlerinde Aşk ve Miguel de Cervantes'in
Don Kişot adlı eseri gibi kanonik eserlerin olağanüstü çevirileriyle tanınıyordu. Dr. Grossman, çevirmenlere yönelik algısının yeniden şekillendirilmesinde çok önemli bir rol oynadı; kitap kapaklarında yazarın adının yanında kendi adının da yer alması konusunda ısrarcı oldu; bu, o zamanlar için alışılmadık bir uygulamaydı. Bu sadece onun çevirmen olarak konumunu sağlamlaştırmakla kalmadı, aynı zamanda çevirinin bir sanat türü olarak tanınmasında bir dönüm noktası oldu.
Dr. Grossman, çevirmenlerin görünürlüğünü savunmanın ötesinde, çevirmenlerin diller, kültürler ve okuyucular arasında canlı bir köprü görevi gördüğüne inanıyordu. 2003 yılında kapağında adının belirgin bir şekilde yer aldığı
Don Kişot çevirisi, tam İngilizce versiyonu haline geldi ve hem kariyerini hem de edebi çeviri alanındaki konumunu güçlendirdi.
Fikir alışverişi ve ortak edebiyat sevgisi yoluyla karşılıklı anlayışı geliştirebilecek küresel bir sohbeti kaçırdıklarını öne sürerek yayıncıları daha fazla çeviri sipariş etmeye zorladı.
Edith Grossman'ın mirası çevirilerinin çok ötesine uzanıyor; edebiyat dünyası üzerindeki kalıcı etkisinde yatmaktadır. Sadece farklı dillerden harika eserlere erişimimizi zenginleştirmekle kalmadı, aynı zamanda çeviri sanatını takdir etme ve ona saygı duyma biçimimizi de dönüştürdü ve çevirmenlerin edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunanlar olarak tanınmasını sağladı.
Haberin detayları için
tıklayınız.