Birleşik Krallık’ın İlk Büyük Fosil Yakıtsız Karma Kullanımlı Binası

Thames Nehri kıyısında bulunan yapı bir ofis yapısı olmanın ötesinde hiper-karma doğası, şehir ve iş hayatını, teknoloji ve sanatı, doğa ve kültürü bir araya getiren günün her saati iç içe geçmiş bir bölge kavramını betimliyor. 
 
Sürdürülebilir mimari örneklerinden türünün tek örneği olarak sekiz farklı kamusal alan ve üç kültürel alan sahip olarak Bankside Yard'ın açılış binası konumunda. Bulunduğu bölgede Londra’ nın yüksek tren hattının bitiminde on dört tarihi demiryolu kemeri bulunmakta. Bu alan perakende, kültürel ve kamusal fonksiyonları kapsayacak şekilde yaratıcı bir biçimde yeniden değerlendirilmiş. Yerel toplumla ve bölgeyle yakın ilişki kurulması için Arbor’ un inşası sırasında çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmiş. Bu faaliyetler arasında nehir kıyısı temizliği, bağış toplamak için yerel hayır kurumlarıyla iş birlikleri ve gençlere mentorluk yapmak yer alıyor.

Arbor, tümüyle yenilenebilir ve elektrikli enerji ile çalışır. Karbon net sıfır özelliğini taşıyan yapının ana planı 5. nesil enerji sistemini kullanır. Kullanılan bu sistemde Bankside Yards içinde bulunan her bir yapı ortamdaki termal enerjiyi dönüştürmek amacıyla ısı pompası teknolojisinden yararlanılacak. Geliştirme süresince uzanan düşük sıcaklıklı 5. nesil enerji ağına geri kazandırılacak. Yapılan çalışmalar doğrultusunda yaklaşık %50-60 daha verimli olabileceğini öngörülüyor. Buna ilave olarak sürdürülebilir mimari kullanılan pasif sistemler de projeye entegre edilmiş. Ortaya çıkan bu oran şimdiye kadar Birleşik Krallık’ta henüz elde edilmemiş durumda.

Nihayet inşaattan kaynaklı karbon emisyonlarını en aza indirmek adına yeşil/yenilenebilir enerji kavramı ile güçlendirerek senede 588 dönüm orman arazisine eş değer olacak 380 tondan fazla C02 (e) tasarrufu yapılmış.