İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu - myo@gelisim.edu.tr

Aşçılık








 Ramazan Ayının Vazgeçilmez Tatlısı Güllaç


Ramazan ayının en çok tüketilen tatlısı olan güllaç Osmanlıdan günümüze kadar gelmiştir.


Güllü aş kelimesinden türeyen güllaç ismini içine ilave edilen gül suyundan almaktadır. Ramazan ayına özgü olan bu tatlı sütlü tatlı grubuna girmektedir.

Tarihsel olarak baktığımızda 1400’lü yıllardan bu yana Türk mutfağının geleneksel tatlıları arasındadır. 1489 yılında Osmanlı sarayı mutfağına giren güllaçı ilk olarak Kastamonulu Ali Ustanın yaptığına yönelik söylentiler bulunmaktadır. Bundan dolayı Kastamonu’da güllaç baklavası olarak sunulmaktadır. Özellikle ramazan aylarında tercih edilmesinin sebebi ise; protein, B ve E vitaminlerini içermesinden dolayı bağışıklık sistemini destekleyici etkisi bulunmaktadır. Bu vitaminlerin sakinleştirici ve stres azaltıcı etkisi bulunmaktadır. Uzun süre aç kalmanın ardından kan şekerinin normal seviyeye gelmesine yardımcı olmaktadır.

Güllaç tarifi aşağıdaki gibidir:

Malzemeler: şeker, süt, gül suyu, pudra şekeri, ceviz, fıstık, nar taneleri ve güllaç yufkası.
Yapılışı: Başlangıçta süt ve şeker karıştırılıp kaynatılır. Biraz soğuduktan sonra karışıma gül suyu ilave edilir. Güllaç yufkası küçük parçalara bölünür. Derin bir tepsiye bölünen yapraklar dizilir ve üzerine hazırlanan karışım dökülerek yapraklar ıslatılır.  Yapraklar bitene kadar bu işlem tekrar edilir. Oda sıcaklığında 10 dakika bekletilir. Daha sonra dilimler ve isteğe bağlı olarak ceviz, nar, toz fıstık ile süsleme yapılır. Buzdolabında bekletildikten sonra servis yapılır.