28 Haziran 2019 Cuma
Aile, sınav kaygısının yaşanmasında büyük rol oynuyor
Yaklaşık iki buçuk milyon öğrenci bu hafta sonu Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na girecek. Yaşanan sınav kaygısında ailenin ve genel olarak çevrenin önemli bir yeri olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Ünal Erdem Elli, “Sınavda yaşanabilecek başarısızlığı bir felaket olarak görenler sıklıkla ebeveynler ya da öğretmenler oluyor. Dolayısıyla sınav kaygısının oluşmasında çevrenin ve ailenin önemli etkileri var” dedi.
Öğrencilerin sınavlarda veya sınavla ilgili konularda kaygı duygusu yaşadığını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Uzman Klinik Psikolog Ünal Erdem Elli, “Bu rahatsız edici duyguya çoğu zaman kalp atışında hızlanma, hızlı nefes alıp verme, terleme gibi bazı bedensel belirtiler de eşlik eder. Birey, tehdit algısı ile zihinsel olarak öylesine meşgul olur ki, kendi kaygısından başka bir şeye odaklanmakta güçlük çeker. Buna bağlı olarak konsantrasyon kaybı yaşar ve bu durum genellikle olağan şartlarda gösterebileceği başarıdan daha düşük başarı göstermesine yol açar. Bazı öğrenciler ise bu kaygı duygusundan öylesine rahatsız olur ki, sınavdan ve hatta sınavı hatırlatacak etkinliklerden de, örneğin deneme sınavlarından ya da genel olarak test çözme ve ilgili aktivitelerden de uzak durmaya başlarlar. Bu durum tabi ki başarısızlık riskini arttırır ve birey için olumsuz bir kısır döngü yaratır. Öğrenci kaygı duyduğu için sınava hazırlanmaz, hazırlanmadığı için kaygı düzeyi daha da yükselir ve bu öğrenci tarafından içinden çıkılamaz bir kısır döngü gibi algılanmaya başlar” dedi.