Tükiye’nin içinde bulunduğu konum dolayısıyla sahip olduğu coğrafik imkânların ilk defa bu derece şiddetli hissedilmesinin ardından lojistik firmaları bu avantajı, büyümeye ve yatırım yapmaya çalışarak değerlendiriyorlar. 8 yılın ardından, sahibi Türk olan gemi filoları tekrar büyümeye yönelik faaliyetler gerçekleştirirken yatımlar hem havada hem de karada hızla devam ediyor.
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gelişmeler ve pandeminin etkisi, global tedarik akışına dair dengelerde farklılığa gerekçe olurken bu doğrultuda ticarete yönelik rotalarda tekrar düzenlendi. Söz konusu gelişmeler özellikle tedariğe yönelik olarak tek bir ülkeye olan bağımlılığın dezavantajlı tarafını görünür kılarak lojistik faaliyetlerinde farklı rotalara sahip olmanın ne kadar kıymetli olduğunu tekrar ortaya koydu. Aynı zamanda ticari faaliyetlerin sürdürülebilirliği noktasında lojistik hizmetlerinin de önemini tekrar gösterdi. Tüm bu gelişmeler olurken coğrafik konumu dolayısıyla Asya ile Avrupa’nın arasında yer alan Türkiye’nin değeri de bu güne kadar hiç karşılaşılmadığı ölçüde arttı. Ticaret kadar transitte de lojistik talebi yükseldi. Dijitalleşmeye yönelik uygulamalar artarken denizyolu, demiryolu ve depolama gibi geniş bir alana yayılan yatırımlar da yükselmeye başladı.
Türkiye lojistik hattında yatırımlara yönelik büyümenin en fazla gerçekleştiği alanın denizyolu olduğu görülmüştür. Allied Shipping Research tarafından yayınlanan rapordan elde edilen sonuçlara göre 2022 yılının temmuz ayı sonuna kadar satışı gerçekleştirilen 1.120 gemiden 34’ü Türk lojistik yatırımcıları tarafından satın alınmıştır. Bu satışların ardından Türk yatırımcılar, Yunanistan, Çin, Singapur ve İsviçre’nin ardından 5. Sıraya yerleşmiştir.
Haberin devamına
buradan ulaşabilirsiniz 
