18 Mart tarihinde
yayınlanan makale ve
videoda bu teknolojinin çıkış noktası olarak ise öncelikle AR gözlüklerinde dünyayı görüşümüzün mobil cihazlar gibi ekranlar üzerinden değil, kendi gözümüzle doğanın olduğu gibi görünmesi şeklinde olduğundan bahsetmektedirler. Bu dünya ile etkileşim ise üç boyutlu bir şekilde olmaktadır. Ayrıca İnsan bilgisayar etkileşiminin geleceğinin de ileri derecede kolay, güvenilir ve kişisel bir arayüz sunması gerekliliğinde olduğu bahsedilmiştir.
Bu gerekliliğin sağlanabilmesi için ise gelişmiş bir yapay zekânın farklı çevre ve bağlama uygun olarak komutları alması gerektiğinden, fakat henüz bu yapay zekâdan oldukça uzak olduğumuzu savunmuşlardır. Fakat insan etkileşimlerinden bileğin kısmen de olsa dinamik bir şekilde çevreye ve bireye uyum sağladığı fark edilmiş.
Neden bilek sorusuna verilen başka bir cevap ise ses bireysel bir etkileşim yöntemi olarak öne çıkmış, fakat ortak veya yüksek arkaplan sesi olan alanlarda kullanımı zor olacaktır. Telefon, kumanda gibi cihazların da bir yerde saklanması gerekmektedir. Bu gibi durumlar göz önüne alındığında doğal hayatta geleneksel olarak bilekte kullanılan saatler referans alınarak bilek hareketleri algılayacak bir bileklik tasarımı yapılması yönünde ilerledikleri şeklinde olmuştur.
Bu teknoloji nasıl çalışmaktadır?
Beyinden el hareketine giden sinyaller bilekten geçmektedir. Bilekten geçen bu sinyallerin tercüme edilebilmesi için ise medikal alanda yoğunlukla kullanılan elektromiyografi (EMG) yöntemi tercih edilmiştir. Bu sinyallerden yola çıkarak her türlü parmak veya el hareketleri algılanacaktır.
FRL, ilk aşamada kısıtlı hareket komutlarının algılanabileceğinden bahsetse de gelecekte nesnelerin etkileşiminde daha gelişmiş jestlerin kullanılabileceğinden, hatta sanki Güç gibi bir süper güç simülasyonu bile uygulanabileceğinden bahsetmiştir.
Bu teknoloji tek başına neleri değiştirebilir?
Bilek etkileşimi ile ilgili FRL Araştırma Bilimi Müdürü Hrvoje Benko, “Bileklik ürünlerimizi AR gözlükleri için düşük sürtünmeli, her daim aktif bir veri girişi olarak görüyoruz, fakat bunlar tek başına bir çözüm değildir – tıpkı farenin bir grafiksel arayüz parçası olduğu gibi” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca sözünü “bunlar size ve sizin gerçek hayattaki belirli bağlamınıza uyum sağlayacak şekilde amaç tahmini ve kullanıcı modellemesi ile de desteklenmelidir” ifadesi ile devam ettirmiştir.
Koşu yaparken çalınan müzikleri öğrenen, daha sonraki koşularda “oynatma listesi çalınsın mı?” önerisinde bulunan uygulamalar veya sanal bir klavyede yazılan kelimelere / yapılan hatalara göre kişiselleştirilmiş bir klavye / öneri sunan uygulamalar bilek hareketleri ile zenginleştirebilecek bazı uygulama önerileri arasında yer almaktadır.
FRL tarafından tasarlanan ve dokunma bilimi ile entegre şekilde prototip çalışmaları yapılan bu bilek etkileşimi AR, hatta genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisi için yeni yollar açabilecek düzeydedir. Bilişim teknolojileri ve yazılım geliştirme alanında yeni bir başlık olarak da kendisini göstermeye adaydır.