Bu süreçte deprem lojistiğinin stratejik yol haritasının nasıl olması gerektiği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Açıklamaya göre, depremin ne kadar inanılmaz bir afet olduğu, Türkiye’ye ve tüm dünyaya 10 farklı şehirde, 10 binin üzerinde binanın yıkılması ve 50 binin üzerinde insanın enkaz altında kalması ile acı bir şekilde gösterdiği dile getirilmiş ve bu deprem ile Türkiye’nin güney doğrusu 3 metre civarında yer değiştirdiği söylemiştir. Arslan, özellikle kış şartlarında deprem bölgelesinde 72 saat içinde enkazdan çıkarılmayanların canlı kurtulabilme şanslarının yüzde 5’in altında olduğu ve deprem gerçekleştiğinde, bölgelerdeki depreme hangi kamu kurumu ve şirketlerle nasıl müdahale yapılacağı planlarının hazır olması bu planlara göre afet görev süreçlerinin e-devlet ile online olarak ilgililere cepten ulaştırılması, bu organizasyonlar ile tüm görevlilerin deprem görev alanlarına acilen aktarılması gerektiğini vurgulamıştır.
Deprem sonrasında iletişim ve ulaşım altyapılarının zarar görebileceği, enerjinin kesilebileceği düşünülerek tüm alternatif barınma, ulaşım, arınma, beslenme ve korunma altyapılarının önceden planlanarak deprem bölgesinde kötü amaçlı hırsızlık, yağma gibi durumlara karşı güvenlik güçlerince acil tedbirlerin hızla alınması gerekliliği ifade edildi. Depremde canlıları etkili bir lojistik planlama organizasyonunun kurtaracağı da ayrıca belirtilmiştir.
Detay haber için
tıklayınız
